TÜRK TARİHİNİN KIRILMA NOKTALARI


Yeryüzünde birçok medeniyet vardır. Yıkılıp gitmiş olan, yıkılmayıp dayanmış olan onlarca medeniyet. Medeniyetleri incelemek, hakkında çıkarımda bulunmak kolay bir mesele değildir. Öncelikle tarihi bağlarını, kültürlerini, edebiyatlarını bilmek gerekir. Kökleri çok derine bağlı olan, yüzlerce defa yıkılmakla karşı karşıya gelip yıkılmayan çok az uygarlık vardır. Bunlardan birisi de Türk uygarlığıdır. Mazisi çok şerefli olan Türk Milleti tarihte birçok defa ihanete uğramış, gaflete düşmüş, uyumuş, yok olmakla karşı karşıya gelmiştir. Tüm bunların yanı sıra eğer tarihe bakarsanız görürsünüz ki hiçbir uygarlık Türkler kadar başarı kazanmamış, Cihangirlik yapamamıştır. Türk demek, tarihin kırılan anı demektir. Nerede Dünya tarihini etkileyen bir olay olduysa çoğu zaman orada Türk’ün izi vardır. Mazisi bunca başarılar ve başarısızlıklarla dolu olan bu milletin tarihteki kırılma anları aslında çoğu şeyi açıklar. Bir diğer deyişle Türk Milleti bazen öyle karanlık zamanlara düşmüştür ki bunu Tonyukuk, Kül Tegin ve Bilge Kağan anıtlarında acı bir ifade ile görmekteyiz. Bakın kutlu atalarımız binlerce yıl önce bizlere nasıl sitem etmiş nasıl seslenmiştir :

Ey Türk, silkin ve kendine dön!
Hatala
ndan vazgeç ve pişman ol!
Aklını başına topla!
Her
şeyin farkına var!
Olup bitenleri g
ör, bak, düşün, ibret al, ders çıkar!
Sana kar
şı düşmanlar ve düşmanlıklar nasıl doğdu?
Sana
çevrilmiş silahlar senin ülkene nasıl sokuldu?
Silah
ını, mızrağını kapan, saldırgan düşmanların,
Nerelerden s
ökün edip üzerine geldiler?
Hangi gediklerden, deliklerden
çıktılar?
Nas
ıl oldu da seni yendiler, bozup dağıttıllar?
İlini, ülkeni nasıl zapt edip, elinden aldılar?
Öz yurdundan seni nasıl sürüp çıkardıllar?
Hangi sebepler, hangi sonu
çları doğurdu?
Ne, nas
ıl, niçin oldu?
Olan bitenleri,
Olaylar
ın önünü sonunu,
İyi düşün, bil ve anla!
*
Türk Milleti!
Yabanc
ıların tatlı sözlerine,
Yumu
şak ipek kumaşlarına
Aldan
ıp, ne çok kaplar verdin.
Yabanc
ıların hediyelerine, tatlı diline,
Güler yüzüne, hoş sözlerine aldanmaya devam edersen,
Daha
çok kayıplar vereceksin!
Ba
şka diyarlara gidip yerleşeyim dersen,
Daha
çok öleceksin!

T
ürk milleti!
Toklu
ğun kıymetini bilmezsin.
A
çlık, tokluk düşünmezsin.
Bir kere doydun mu, bir daha a
cıkacağını aklına getirmezsin.
Bu y
üzden, kimseye sorup danışma gereği de duymadan
İlini, ilkeni, seni sevip, yetiştirenleri terk ettin,
Uzak diyarlara, yaban ellere gittin.

Kısaca açıklayacak olursak yazıtlarda, devletin yıkılmasında birinci derecede
sorumlu olarak başarılı kağanlardan sonra tahta geçen diğer kağanlar tutuluyordu. İkinci derece ise sorumlu millet idi. Millet devletine karşı sormluluklarını yerine getirmemişti.Üçüncü derecede tesir eden sebep Çin entrikalarının fark edilmeyip bu entrikalara düşülmesidir.


Tarih 20 Haziran 451, Dünyanın iki yarısı birbiri ile savaştı. Attila, Batı Roma’ya yürüdü, Katalon Savaşı adı verilen bu savaşta 24 saatte Roma’yı perişan etti, Roma ordusu dağıldı. Attila, Roma’nın asker deposu olarak anılan Galya’yı ele geçirdi ve Türk’ün yenilmezliğini cihana ve Türk’ün şanlı tarihine not düştü. Attila’yı durduramayacağını anlayan düşman her zaman ki gibi Türk’e biat etti. Papa I. Leo Attila’nın ayaklarına kapanarak yalvardı.

Tarih 639, Türk Milleti büyük bir gaflete düşerek bölünmüş, Çin’in eline düşmüştür. Öyle bir durumdur ki Türk kadını Çinlilerle, Çinli kadınlar Türk erkekleriyle evlendirilerek Türk soyu bulandırılmak isteniyor, bağımsızlık ise esaret altında yaşayan Türkler için o zamanlar düşündükleri son şeylerdendir. Tek kişi hariç, Chie Shih Shuai, ya da Nihal Atsız’ın verdiği isim ile Kür Şad. Kür Şad büyük bir plandan sonra direnişe geçmiş, yanındaki 40 çerisiyle Çin Sarayına baskın vermiş, İmparatoru korkuya düşürmüştür. Baş kaldırma her ne kadar başarısız olsa ve Kür Şad ve 40 çerisi ölmüş olsa da öyle bir şey yaptılar ki Türk Milleti o günden sonra her şeyden önce bağımsızlık için yaşadı, öldü, öldürdü. Türk tarihinin en önemli kırılma anlarından birisi Chie Shih Shuai ayaklanmasıdır. Ruhları şad olsun.

Chie Shih Shuai baş kaldırışını tasvir eden bir görsel.


Tarih 1413, İki  güçlü Türk Devleti Osmanlı ve Timur siyasi nedenlerden ötürü karşı karşıya kalmış, büyük bir savaş vermiş ve bu savaşın sonucunda Osmanlı devleti yenilmiş, Sultan Bayezid esir düşmüş ve esaret halinde ölmüştür. Bu acıklı olaydan sonra Osmanlı Devleti parçalanmış Anadolu beylikleri yeniden bağımsızlık ilan etmiştir. Böylece Osmanlı Fetret devrine girmiş ve yıkılmakla karşı karşıya kalmıştır. Dört Şehzade taht kavgasına tutuşmuş ve 11 yıl savaşlardan sonra 1413 yılında Çelebi Mehmet devleti tekrardan tek güç altında birleştirerek Osmanlı İmparatorluğu’nun ve Anadolu Türklüğünün tarihten silinmesini önlemiştir. Ruhu şad olsun.

Tarih 1453, Babasının vefatından sonra tahta ikinci defa geçen II.Mehmed dönemi Osmanlı ve Türk tarihi açısından çok önemli bir dönüm noktasıdır. Onun zamanında Osmanlı Devleti tekrardan güçlenmiş, defalarca kapısından döndüğü İstanbul surlarına bir daha geri dönmemek üzere dayanmış, şehri fethetmiştir. Bizans yıkılmış, Türk hükümranlığı tüm cihana ben buradayım, geldim demiştir. Bu tarih sadece Türk tarihinin değil Avrupa tarihinin de dönüm noktasıdır. Şehrin fethedilmesinden sonra bilginler İtalya’ya kaçmış, burada da Reform ve Rönesans hareketlerinin öncüsü olmuşlardır. Türk milleti de Dünya’nın kalbini eline almış, o günden bugüne 500 yıldır dünyanın kalbini elinde tutmaktadır.
Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’a girişini tasvir eden görsel 1.1
İstanbul’un Fethi sırasında gemilerin karadan yürütülmesini tasvir eden görsel. 1.2

Tarih 14 Temmuz 1682 II. Viyana kuşatması gerçekleştirildi fakat kuşatma ağırdan alındığı için başarısız oldu. Bu tarihten sonra Türkler uzunca bir süre taaruz yüzü göremeyecektir. Topraklarından, anılarından kopartılarak Balkanlardan, Avrupa’dan, Rumelinden göç edecek ve Anadolu’yu, İstanbul’u dolduracaktır.

Tarih 1908, II. Meşrutıyet ilan edildi ve Abdülhamit Rejimi yıkıldı. Yıllarca sansür altında, özgürlükten bihaber olan halk yeni bir döneme girdi. Bu olay aslında Osmanlı’nın sonu ve hürriyetin başlangıç simgesidir.

 II. Meşrutiyet’in ilanı ile alakalı meşhur olan afişlerden bir tanesi
Tarih 13 Kasım 1919, elli beş parçalık Müttefik Devletleri donanması İstanbul Limanına demirledi ve karaya asker çıkardı. Fatih’le beraber Türk şehri olan İstanbul, ayağı kirli, kalbi kara düşman tarafından işgal edildi.

İtilaf devletleri’nin İstanbul’u işgali sırasında çekilmiş fotoğraf

Tarih 15 Mayıs 1919 Hasan Tahsin, işgalci Yunan ordusuna ilk kurşunu sıktı.
Tarih 16 Mayıs 1919 Bir milletin kurtarıcısı, koruyucusu ve büyüteni olan Mustafa Kemal Atatürk, İstanbul’dan Bandırma Vapuruna bindi ve Samsun’a gitmek üzere yolculuğuna başladı.
Tarih 19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal, Samsun’a ayak bastı ve cihangir Türk’ün köle olmayacağını, bir zamanlar emri altında titreyenler tarafından boğazlanamayacağını tüm dünyaya ilan edeceği o tarihi süreç başladı. 

Bilge Kağan’ın da dediği gibi:
“Türk beyleri!
Ne büyük ordulara karşı,
Ne çetin savaşlar yaptığımızı
Hepiniz biliyorsunuz.
Ateş gibi, bora gibi, fırtına gibi
Üzerimize gelen nice düşmanları yendik.
Yolsuz izsiz dağları aştık,
Geçit vermez nehirleri geçtik.
Sarp tepelere tırmandık,
Aşılmaz engelleri dolandık.
Ağaçlardan, dallardan tutunarak dağlara tırmandık.
Mızrak boyu karları çiğneyip söktük.
Yüce dağların doruklardan yuvarlanırcasına indik.
Altı boydan oluşan Soğdaklara karşı
Ordu sevk ettik, bozguna uğrattık.
Çinliler elli bin askerle üzerimize geldiler, savaştık, yendik.
Yarış Ovasında yüz bin kişilik orduyu dağıttık.”

 Ey Türk, yüzlerce savaş, yüzlerce ihanet, ve sayısız başarılarla, kıvançla dolu olan binlerce yıllık tarihinin en önemli anlarından birkaçı yukarıdadır. Şüphesiz Dünya’ya öyle bir mühür vurdun ki bu mührün her izi binlerce sayfa eder. Biz Türklüğe her şeyini feda edecek olan Türk gençleri olarak senin her bir izini milletimize, dünyaya bildirmeyi kendimize kutsal bir görev olarak addediyor ve bunun mutluluğunu yaşıyoruz. Türk, tarihin kırılma noktasıdır.




Yorumlar

Popüler Yayınlar