ANİTTA METNİ

   Hitit, Orta Tunç Çağı’nın sonlarına doğru tarih sahnesinde yerini almıştır. Kendi içlerinde birçok geleneğe sahip olan Hitit Devleti’nin en önemli geleneklerinden biri de “tarih yazıcılığı ve arşivciliktir”.



Hititçe olarak elimize geçmiş en eski histografik belge Eski Hitit Dönemi’ne ait olan Anitta Metni’dir. A,B ve C olarak üç parçada adlandırılan metnin en yenisi Hattuşaş’da büyük mabetten ele geçmiştir. Metin çivi yazısıyla yazılmış bir tablette yer alır. Anitta 
(Kuşşara şehrinin kralı) bu metinde, babasının (Pithana) Neşa’yı (Kültepe) ele geçirmesini ve bu durumun önemini anlatmaktadır. Esasında daha eski bir metnin kopyası olarak kabul görmüştür. İçerik açısından bize sunduğu yargı ise ilk dönemlerden itibaren Hitit tarih bilincinin oluştuğudur.

Anlattığı dönem, Asur Ticaret Kolonileri Çağı sonu ile Hitit tarihinin başlangıcına ışık tutmaktadır. (İ.Ö. 18.y.y.) 

   Bu dönemde Anadolu’da henüz bir merkezi otoritenin olmadığı (Harsamna kralı Hurmeli’nin Asur’a gönderdiği mektuptan da yola çıkarak) bilinmektedir. O dönem kent beylerinden oluşan Anadolu kendi beyleri içerisinde savaşmaktadır. Bu karışıklığı avantaj haline getiren Hitit krallarının da kökenini bağladıkları Anitta’dır. Metinde Kral Pithana ve Merdiven Büyüğü(veliaht) Anitta (bu ifade Kültepe’de bir tablet üzerinde geçmektedir.), Anadolu’daki kent devletlerine karşı yürüttükleri askeri girişimleri ve Anitta’nın Kuşşara yerine artık merkez olarak Neşa’ya yaptığı imar faaliyetlerini öğrenmekteyiz. Aynı zamanda “Hangi ülke başkaldırdı ise onların hepsini yendim” ifadesi de bizlere Anadolu’daki krallıkları tek güç altında toplamaya dair verilen çabanın kanıtı niteliğindedir. Bu metin sayesinde o dönemde uygulanan başarılı askeri taktikleri de öğrenmekteyiz (örneğin; Pithana’nın gece baskınları gibi). Hititlerin kent devletleriyle mücadelelerini anlatan bu metin aynı zamanda dolaylı yoldan bizlere Asurlu Tüccarların Anadolu’yu terketme sebeplerini de yorumlatmıştır (yangınla son bulan bu dönem kuvvetle muhtemel iç hesaplaşmalardan kaynaklanmıştır). Bu metin sayesinde Anitta’nın ele geçirdiği kent devletlerine karşı tutumlarını ve o devletlerin dini yapılarını (örneğin; Neşa’dan Zalpuwa’ya götürülen tanrı heykelini tekrar Neşa’ya getirmesiyle tanrıları ve halkı mutlu etmesi gibi) öğrenmiş bulunmaktayız.

 Anitta, Anadolu’daki kent devletlerini bir araya topladıktan sonra “Büyük Kral” ünvanı alarak siyasi yapıda büyük değişikliğe yol açmıştır. Aynı zamanda ilk siyasi birliğin kurulmasında rol oynamıştır. Bu siyasi birlik ise Hitit Devleti olacaktır.

  Metin bir savaş sonu raporu gibi gözükse de içerisinde geçen zaman ve mekan tasvirleri sayesinde sonraları annallerde (yıllıklar) oluşacak özelliklerin ilk adımları olmuştur. Ayrıca Anitta’nın sadece kendi yaptıklarını değil babasının da yaptıklarını anlatması Hitit krallarına örnek olmuştur.


Yorumlar

Popüler Yayınlar