YAZILIKAYA AÇIK HAVA TAPINAĞI
İlk kez 1834 yılında keşfedilmiştir
(Charles Texier). Aslında Texier burayı keşfettiği zaman Pteria adlı şehir
zannetmiştir. Buranın kaba planını ise yanında götürdüğü ressamlara
resmettirmiştir.
Hitit metinlerinde kralların tahtları ile
şehir dışına taşındıkları yazmaktadır. Doğal olarak Yazılıkaya kutsal bir
alandırve muhtemelen kralların that ile taşındığı yerdir.
M.Ö. 15. yy’dan itibaren
kullanılmaya başlandığı düşünülmektedir. Lakin kaya kabartmaları 13. yy’ın
sonlarına tarihlenmektedir. Tapınak
Antaşhum Bayramı ve ölü kültü törenleri için kullanım sağlamıştır.
Şehirdeki tapınak yapılarından
farklı olarak burası, her iki kült odası (A ve B) da üstü açık olan ve
yüksekliği 12 metreye varan kayalıklarla çevrilidir. A ve B odaları iki ayrı
kavramı yansıtırlar; A odası (büyük galeri) yeniden doğuş, bahar ve yaşam
temalarını yansıtır, B odası (küçük galeri) ise adeta ölümle diğer yaşamla
ilişkilidir.
Tapınağın kaya duvarlarında toplam
63 tane kabartma figür bulunur (A ve B odaları). Bu figürler tanrı ve
tanrıçaları canlandırır vaziyettedirler. (Batı duvarlar tanrılar ve doğu duvarlar
tanrıçalar) Betimlemeler Mısır sanatından aşina olduğumuz profilden
yapılmışlardır ve aksi nadir birkaç kabartma vardır.
B odasında (Küçük galeri) kabartma
figürleri mevcuttur. Buranın giriş kısmı farklıdır. Giriş kısmında kanatlı ve aslan başlı bir
grifon figürü bulunur. Muhtemlen bu oda ölümden sonra tanrılaşacağına inanılan
IV. Tuthaliya’ya adanmıştır. Burada bulunan betimlemelerden birinde krallı,
tanrı Sarruma’nın himayesi altında korunup sakinleştirildiği tasvir edilmiştir.
Doğu duvarında kral IV. Tuthaliya’ya ait büyük bir kabartma yer almaktadır. Bu
kabartmada kralın ayakları altında yüksek dağlar bulunur. Kralın sağ elinde ise
saygıyla taşıdığı Kem’in sembolleri bulunurken sol elinde çifte balta
gözükmektedir.
A Odası (büyük galeri) başka bir
deyişler ana oda, kayalık yapının üzerinde büyük ölçüde doğal oluşmuş, 30 metre
uzunluğunda bir iç avludur. Mezopotamyadan bircok dini unsuru bunyesinde
bulunduran Hitit dini anlayışı icinde, Babil’deki on iki cehennem kapısı
bulunması ve cehennemle bağlantılı olan tanrıların yer altı tanrısı olabileceğine
dair yorumlar, Yazılıkaya’daki bu on iki tanrının da yeraltı tanrısı olarak
anılması tesaduf olmasa gerekir. (Tanrılar geçidi adlı kabartma) A ve B
odasının duvarlarında yer alan on iki tanrıları, Mazzoni’ye gore Hittilerin
olumsuzluğe ulaşma inancının temelini göstermektedir.
A odasında; Ay Tanrısı, Savaş Tanrısı, Dağ Tanrısı ve tanrıları, Hurri ve
Serri, Zababa, Bigelik Tanrısı, Tahıl Tanrısı, Pirinkir ve Güneş Tanrısı gibi
birçok ulu varlık tasviri bulunmaktadır. Bunların yanı sıra bilinmeyen birçok tasvir
de mevcuttur (ırmaklar ve tanrılar gibi).
Başkent Hattuša’da, güneş tanrıları ve Eski Babil’deki astronomi ve astroloji
uygulamalarının kalıntısı olan göksel kehanetlerle ilgili çok sayıda metin
bulunmuştur. Bazı araştırmacılara göre krallığın bu en kutsal alanı olan
Yazılıkaya’nın takvimsel amaçlara hizmet ettiği düşünülmektedir. Ancak Jürgen
Seeher’e göre “Açık hava tapınağının hangi işlevi yerine getirdiği bugün halen,
hiçbir şekilde net değildir.”
Yazılıkaya’nın amacı hakkında farklı yorumlar da mevcuttur;
IV. Tuthaliya tasviri ve B odasındaki lejandının yanı sıra kralın Tanrı
tarafından himayeye alınması sahnesi nedeniyle Tanrı olduğunda oğlu tarafından
kabartmaların yaptırıldığı ve burasının bir mezar yapısı olabileceği görüşü
mevcuttur. Diğeri ise burası bir Tuthalya mozelesidir. Adına törenler yapılır.
B odasındaki nişlerin de urne ve hediyelerin konduğu yerler olduğu öne
sürülmüştür. Burasının bir mezar değil bir mozele tapınak olduğu görüşü daha
gerçekçidir. Özelikle bahar aylarında, gün döneminde Yazılıkaya’da dini
törenler gerçekleştirilmiş olmalıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder